Ülkemizde Buthidae, Luridae, Chactidae ve Scorpionidae ailelerine mensup tespit edilen 15 kadar tür bulunmaktadır. Bunlardan sadece Buthidae ailesine bağlı türler zehirli olup diğer türler zehirsizdir. Buthidae / Mesobuthus cinsine bağlı 4 tür ülkemizin Karadeniz ve Trakya bölgesi hariç bütün bülgelerinde yaygın olarak görülmekte olup, orta derecede zehirlidir ve Doğu Sarı Akrep ve Anadolu Sarı Akrebi olarak bilinmektedir. Buthidae / Compsobuthus cinsine bağlı Uzun Kuyruklu Akrep (Compsobuthus matthiesseni) türü ise Adıyaman ve Diyarbakır illerinde tespit edilmiştir. Buthidae / Hottentotta cinsine bağlı Mardin Akrebi ise (Hottentotta saulcyi) Mardin, Şırnak ve Batman illerinde tespit edilmiştir. Buthidae ailesine mensup Leiurus cinsine bağlı Sarı Akrep (Leiurus abdullahbayrami) türü ve yine Buthidae ailesine mensup Androctonus cinsine bağlı Kalın Kuyruklu Akrep/Kara Akrep (Androctonus crassicauda) türü ülkemizde varlığı bilinen en zehirli akrep türleri olup, Kalın Kuyruklu Akrep/Kara Akrep (Androctonus crassicauda) Mersin, Adana, Hatay, Malatya, elazığ, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin illerinde; Sarı Akrep (Leiurus abdullahbayrami) türü ise Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve Hatay ilerinde tespit edilmiştir.
Ülkemizde bulunan akrep türlerinden sarı renkli olanlar genellikle zehirli olup, siyah ve koyu renkli akrepler ise zehirsizdir. Siyah renkli akreplere tek ve fakat önemli istisna, Ülkemizde tıbbi yönden en önemli tür olan, Kuyruklu Akrep/Kara Akrep (Androctonus crassicauda) dır. Bu bilgiler akreplerin zehirliliği açısından sadece temel verilere dayanmakta olup, tespit ettiğiniz akrebin hangi türden olduğu ve dolayısıyla zehirli olup olmadığından emin olmak için uzman bir kuruluştan destek alınmalıdır. Akrep Antarktika hariç hemen her kıtada yaşamaktadır. Çok önemli ekolojik öneme sahiptirler. Çünkü, insana zararlı olan böceklerin ve diğer küçük hayvanların avcısı olarak nitelendirilirler. Örümcekler, keneler ve akarlar gibi Arachnida sınıfına aittirler. Böceklerden ayrılılrlar, çünkü dört çift bacağa sahiptirler, kanatları ve antenleri yoktur ve vücutları cephalothorax ve karın olarak iki kısımdan oluşur. Karın, genital cappinglerin bulunduğu pre-abdomen ve salgı bezi bulunduran post-abdomen kısımlarından meydana gelmiştir.Burası aynı zamanda zehir üretir ve akrep bunu iğnesi ile zerk eder. Bu zehir, avı yakalamak ve ayrıca savunma için kullanılabilir.
Kentsel alanlarda akrepleri enkaz birikimleri, inşaat malzemelerinin olduğu yerler vb. alanlarda bulabilirsiniz.
Sınıflandırma
Tür kategorisi: Hamam böceği
Bilimsel adı: Blattella germanica
Familya: Blatellidae
Tanım: Daha küçük bir hamam böceği türüdür. Erginliğe ulaştığına boyu yaklaşık 13-16 mm kadardır. Protonumun dış kenarından uzanan kahverengi iki koyu çizgi ile diğer türlerden ayrılır. Açık ten rengi ile koyu kahverengi arasında bir rengi vardır. Tropik Afrika kökenli olan Alman hamam böceği dünya geneline yayılmış durumdadır. Özellikle fırın, gıda üretim alanlar, mutfaklar ve benzeri yerlerde bulunurlar. Sıcak, nemli ve karanlık yerleri tercih ederler. Çok farklı yiyeceklerle beslendiğinden gıda depolanan ve hazırlanan her yerde ortaya çıkabilir.Alman hamamböcekleri iç alanda yuvalanırlar. Özellikle sıcak ortamlarda yuvalanmayı tercih ederler.
Davranışlar: Hem yatay hem de dikey yüzeylerde hızlı bir şekilde hareket eder. Genellikle diğer hamam böceği türlerinden daha hızlıdır. Diğer türlere göre iç mekanları daha başarılı bir şekilde istila ederler. Buna katkıda bulunan birkaç unsur vardır. Daha kısa yaşamaları ve sürekli üreme kabiliyetleri, popülasyonun artışını hızlandırmaktadır. Alman hamam böcekleri diğer türlerden daha hızlı ve küçük olduklarından fark edilmeleri de çok daha zordur.
Riskler: Nimfler ve erişkinler yiyecek ararken gıda ürünlerini kontamine edebilirler. Vücutları kokulu bir salgı üretmektedir, bu da gıdaları kirletir ve kontamine eder. Diğer hamam böceği türleri gibi Alman Hamam Böcekleri de yürürken bakteri taşır, salmonella ve e.coli gibi patojenleri geçtikleri yerlere bırakırlar. Hamam böcekleri aynı zamanda üstderi parçalarını, dışkılarını ve diğer hamam böceği döküntülerini de taşımaktadır; bunların astım ve alerji tetikleyici olduğu bilinmektedir.
Sınıflandırma
Tür kategorisi: Hamam böceği
Bilimsel adı: Periplaneta americana
Familya: Blattidae
Tanım: En yaygın türlerden biridir, 50 mm’ye kadar büyüyebilir. Kırmızımsı kahverengi bu tür uçabilir ve kanatları vücudu boyunca açılabilir. Tropik Afrika kökenli olan Amerikan hamam böceği dünya geneline yayılmış durumdadır. Ilık, nemli, karanlık ve gizli ortamları tercih eder, genellikle lağımlarda bulunur. Genellikle olukların ve boruların içinde, diğer yeraltı yapılarında ve gemilerde yaşar. Çok farklı yiyeceklerle beslendiğinden gıda depolanan ve hazırlanan her yerde çoğalabilir.
Davranışlar: Hamam böcekleri sürü halinde yaşar ve gececidir, gündüzleri çatlak ve yarıklarda saklanarak geçirirler. Genellikle nemli, ılık ve rutubetli ortamları severler ancak kuru şartlarda da yaşayabilirler. Çok hızlı tepki verebilen hamam böcekleri aynı zamanda çok hızlı hareket eder. Yuvaları genellikle binanın dışında olsa da Amerikan hamam böcekleri genellikle binaların iç kısımlarında, boruların, tesisat bağlantılarının ve oyukların etrafında yiyecek arar.
Riskler: Amerikan Hamam Böcekleri yürürken bakteri taşır, salmonella ve E.coli gibi patojenleri geçtikleri yerlere bırakırlar. Hamam böcekleri aynı zamanda üstderi parçalarını, dışkılarını ve diğer hamam böceği döküntülerini de taşımaktadır; bunların astım ve alerji tetikleyici olduğu bilinmektedir.
Sınıflandırma
Tür kategorisi: Böcekler ve Buğday Bitleri
Bilimsel adı: Alphitobius diaperinus
Familya:Tenebrionidae
Tanım: Erginler genellikle 5,5-6,7 mm uzunluğa erişir. Renkleri parlak siyah-kahverengi ya da siyahtır. Uzun, oval vücutlarının kınkanatlarında enine doğru uzanan ve küçük deliklerden oluşan şeritler vardır. Ayrıca, uçları daha soluk renkli olan çok parçalı antenleri bulunur.
Bölge: Bu kozmopolitan türün Sahraaltı Afrika kökenli olduğu düşünülmektedir ancak günümüzde dünyanın dört bir yanında bulunurlar.
Habitat: Ilıman iklimlerde dış mekanlarda yaşarlar. Soğuğa makul derecede dayanıklı olduklarından ısıtması olmayan binalarda da hayatta kalabilirler. Buffalo kurdu hayvan barınaklarında ve özellikle tropikal şartlara benzer ortamları olan kümeslerde yaygın şekilde görülür.
Davranışlar: Buffalo kurtları, pek çok depo ürünüyle ilişkilendirilir. Neme ve sıcağa düşkündür. Bu özelliklerden ikisine de sahip ortamlarda çok yaygındırlar. Leşten böceklere, mantarlara ve tahıllara kadar çok çeşitli gıdalarla beslenirler. Gececil olan bu yaratıklar hayatları boyunca yüzlerce yumurta bırakırlar. Larvaların gelişebilmesi için yumurtalarını gıdaların üstüne bırakırlar.
Riskler: Hastalık vektörü olarak bilinirler. Marek hastalığı, yalancı virüs gibi pek çok hastalığı taşıdıklarından özellikle kümesler için ciddi tehdit oluştururlar. Buffalo kurtları tahıllar, nişastalı ürünler, yağlı tohumlar, yer fıstığı ve kemikler gibi pek çok depo ürününü istila edebilir. Ancak daha önce küf gibi nedenlerle hasar görmüş tahılları seçtiklerinden bu alandaki başlıca zararlı canlılar arasında sayılmazlar. Bir ortamda bulunmaları, ortamın hijyenik olmadığını gösterir. Küçük hayvan barınaklarındaki istilaların nedeni genellikle kontamine yemlerdir. Pupa evresini geçirmek için uygun bir yer arayan larvalar inşaat malzemelerinden kalaslara kadar pek çok maddeyi çiğneyerek zarara neden olur.
Sınıflandırma
Bilimsel adı: Sitophilus granarius
Familya: Curculionidae
Tanım: 3 farklı türü bulunmaktadır 1-Sitophilus granarius (Buğday Biti) 2-Sitophilus oryzae (Pirinç Biti)3- Sitophilus zeamais (Mısır Biti)
Bu üç türün her birinin boyutları farklıdır. Tercih ettikleri tahıla göre şekillenmiş ayırt edici, uzun hortumları vardır. Genellikle 2-4 mm uzunluğa erişirler. Uzun, silindir şeklindeki vücutları koyu kahverengi ya da siyaha yakın bir renktedir. Buğday bitleri tüm ılıman ve sıcak iklimlerde görülür. Avrupa genelinde çok yaygındırlar. Hem erginler hem de larvalar soğuğa dayanıklıdır. Pirinç ve Mısır bitleri, tropikal ve subtropikal alanlarda yaygındır. İthal edilen mallarla birlikte ılıman ortamlara da taşınabilirler. Mısır bitleri, tarlalardaki mısırların üzerinde ürer; ancak Pirinç bitleri yalnızca depolanmış pirinç üzerinde üremektedir. Her iki böcek de sıcaklığı düşük ortamlarda ya da normal sıcaklıkta depolanan tahılların bulunduğu ortamlarda kışı geçiremez.
Davranışlar: Buğday bitleri uçamaz. İstila genellikle buğday ya da tahıl ürünleriyle birlikte taşındıklarında meydana gelir. Ayrıca tahılı taşımak için kullanılan araçlarda ya da tahılların depolandığı binalarda istila ortaya çıkabilir. Dişiler, tahılın içine tek bir yumurta bırakır. Larva ve pupa evreleri burada gerçekleşir. Gelişimini tamamlayan bitler tahılı kemirerek dışarı çıkar ve tahılda delik açar. Buğday biti yalnızca nem oranının %9,5’in üzerinde olduğu, 13-35C sıcaklıklarda üreyebilir.
Riskler: Buğday bitleri birincil zararlı tahıl canlılarıdır. Hasar görmemiş tahılları istila ederler, ayrıca makarna ve spagetti gibi diğer sert tahıl ürünlerini de istila ederler. Hasar görmüş tahıllar, erginlerin dışarı çıkmak için açtıkları büyük deliklerle anlaşılır. Hem erginler hem de larvalar tahıllarla beslenerek delik açılmasına, ayrıca salgılarıyla da kontaminasyona neden olurlar. Tahılın kalitesini ve pazarlanabilirliğini düşürürler.
Sınıflandırma
Tür kategorisi: Kemirgen
Bilimsel Adı: Rattus rattus
Familya: Muridae
Tanım: Erginler genellikle 180-230 mm uzunluğundadır. Kuyrukları vücutlarından daha uzundur, 180-240 mm’ye ulaşır. Ağırlıkları 120-300 gram arasındadır. Dışkıları, istilanın fark edilmesi açısından faydalıdır. Kara sıçanların dışkıları genellikle 12 mm uzunluğundadır ve uçları sivridir. Renkleri siyahımsı griden – kahverengine değişiklik gösterebilir. Kara Sıçanların kökeni Hindistan ve Doğu Afrika’dır. Avrupa’ya yaklaşık 2000 yıl önce gelmişlerdir. Kara sıçan dünya genelinde görülmektedir. Siyah sıçanlar çok çeşitli habitatlara uyum sağlar. Özellikle depolar, konutlar ve diğer binaların üst kısımlarında görülürler. Kırsal yerlerde ise ahırlar ve ekin tarlaları gibi tarımsal alanlarda bulunurlar.
Davranışlar:Kara sıçanların kesici dişleri her yıl 4 inç (10 cm) uzar. Sıçanlar kesici dişlerini sürekli kemirerek kontrol altında tutar, bu da büyük çapta hasara neden olmaktadır. Önlerine çıkan her şeyi kemirdiklerinden çok büyük zarara neden olurlar. Ayrıca sık sık idrar yaptıkları ve dışkıladıklarından, temas ettikleri her şeyi kontamine ederler. Kara sıçanlar, Norveç sıçanından daha uzun yaşar.
Riskler: Kara Sıçanlar, 45’in üzerinde hastalığın taşıyıcısıdır. Su, gıda ve çevreyi kontamine ederler. Sıçanlar tarla ürünlerine, depolanmış ürünlere ve gıda üretim zincirlerine doğrudan zarar verebilirler. Aynı zamanda ambalajlara zarar vererek ve dışkılarıyla kontaminasyona neden olarak dolaylı gıda kayıplarına da yol açabilirler.
Sınıflandırma
Bilimsel Adı: Ephestia kuehniella
Familya: Pyralidae
Tanım: Değirmen güvesinin gri renkli ön kanatlarının üzerinde daha koyu renkli benekler bulunurken arka kanatları daha solgun renklidir. Erginlerin kanat uzunluğu 20 ila 25 mm kadardır. Larvalar pembemsi beyaz renklidir ve altlarında koyu renkli noktalar bulunur. Orta Amerika kökenli olan Değirmen Güvesi artık dünya geneline yayılmış bir türdür. Hayvan yemi değirmenlerinde, fırınlarda ve bazen de yemek hizmeti alanlarına karşılaşılan bir sorundur. Genellikle bir nesil üremektedir ancak sıcak koşullarda erginler yıl boyunca hayatta kalarak 4-6 nesil üretebilir.
Davranışlar: En çok alacakaranlık ile şafak arasında etkindirler, günün geri kalan kısmında dinlenirler. Bu tür özellikle un değirmenleri için tehdit oluşturmaktadır. Erginlerin gelişiminden hemen sonra çiftleşme süreci başlar. 350’ye yakın yumurta bırakırlar. Yapışkan salgıları nedeniyle bu yumurtalar çeşitli gıdalara yapışabilir. Yumurtalar 4 ila 28 günde çatlar. Larvalar, içinde yaşayacakları ipek tüpleri dokurlar. 3-5 kez kabuk değiştirdikten sonra larvalar tamamen büyümüş ve 15-19 mm uzunluğa erişmiş olur.
Riskler: En çok zararı larvalar verir çünkü beslenerek ve atıklarını bırakarak ürünleri kontamine ederler. Erginler beslenmez. Larvalar, büyük oranda ipek üretirler. Bu ipekler, tahılları kontamine eder. Larvaların ördükleri ağlar aynı zamanda hayvan yemi değirmenlerinde ciddi tıkanıklıklara da neden olmaktadır. Larvalar, eleme bezlerinde delikler açarak değirmenin bitmiş ürününe de ulaşabilir. Örülen ağlar yoğuşmaya ve bunun sonucunda da zararlı küflerin oluşmasına neden olabilir.